ömer abim, yeğen alperen ve ismail dayımla, deplasman kariyerimde 3. kez, yenikent asaş’ın (yeni adıyla “osmanlı”) yolunu tutarken aklımda osmanlıspor’un müthiş derecede doğru yaptığı şey olan kontratak organizasyonları vardı. orta saha elemanları rakip takım oyunu açarken topluca baskı yapıyor ve kaptığı topu her iki kanatta birden koşan hızlı adamlardan birine yuvarlayıp pozisyon yaratıyorlardı.
üzülmez, kazanan takımdan sadece matei’yi çıkartıp yerine milinkovic’i sahaya sürmüştü. maçın ilk dakikalarında alkaralar, topu ayaklarında tutup osmanlıspor savunmasında boşluk ararlarken, mor’lar özellikle selçuk şahin’e toplu baskı uygulayarak pozisyon üretmeye çalışıyorlardı. amacına ulaşan osmanlıspor oldu. 9. dakikada önce selçuk ardından irfan’a baskı uygulayarak kazanılan topu sağ kanada açtılar ve yerden sert ortaya dokunan delarge topu filelere gönderdi.
1-0’dan sonra gençlerbirliği, tıpkı maçın başındaki gibi top tutarak ve bol pas yaparak rakip kalede gol aramaya devam etti. bu pozisyonlardan birinde, ceza alanı içerisinde stancu’nun formasından hunharca yere doğru çekilip devrilmesine, hakemler “devam” kararı verdiler!
16. dakikada osmanlıspor’un geliştirdiği atak sonucunda uzaklaştırılmayan topa mehmet güven’in uzaktan sert şut farkı ikiye çıkarttı.
maçın başından bu yana takımına hiç susmadan destek veren gençlerbirliği taraftarları bu golden sonra kısa bir süre sessizliğe büründü çünkü işler hiç de iyi gitmiyordu! ama santradan sonra şimşeklerin tıpkı oyunun başındaki gibi disiplinli bir şekilde oyunlarını oynamaya çalışmalarını görüp desteklerini daha da arttırarak sürdürdüler.
34’de üzülmez’in milinkovic - aydın karabulut değişikliği diğer kanada da hareket getirdi.
ahlar vahlar arasında karcemarskas’ın iki nefis kurtarışını izledikten sonra serdar’ın osmanlı sol kanadından içeriye doğru nefis bir dripling yaparak topu filelere göndermesini izleyip havalara uçtuk.
devre arasında hepimiz takımın oyunundan ötürü memnunluk duyuyorduk.
ikinci yarı takım kaldığı yerden devam etti ve 65’de ceza alanına yapılan ortada rakip oyuncunun eline çarpan top, stancu’nun fileleri havalandırmasıyla sonuçlandı. 2-2’den sonra rakibin kontrataklarını engellemek için takım bir kademe geri çekilse de gol aramaya devam etti. ama sonuç değişmedi.
osmanlıspor karşısında son yılların en tempolu gençlerbirliği’ni izledik. ama daha da önemlisi 90 dakika skordan bağımsız olarak “kendi oyununu oynamaya çalışan” bir takım vardı sahada!
ibrahim üzülmez geçen sezon devre arasında devraldığı takımdaki tüm dağınık parçaları birer birer toplayarak büyük bir resim oluşturuyor, bizlere de bir adım daha geriye çekilip tadını çıkarmak kalıyor. elbette birileri dönen tekerleğe çomak sokmazsa!