1956 senesinin şubat ayı içinde ve bir haftada iki milli maç yapmıştık. bunlardan biri polonya, diğeri ise çekoslovakya ile idi. her iki takımla da otuziki sene zarfında temasta bulunmamıştık.
görmediğimiz ve hakkında bilgi edinemediğimiz bu takımlarla yapacağımız karşılaşmaların neticeleri bizce meçhuldü.
bu iki maçtan ilkini mithatpaşa stadında polonya ile yapmış ve üçüncü dakikada müdafaamızın baraj kuramamasından faydalanan polonya'nın attığı gole, takımımız da bir golle cevap vererek 1-1 bitirmiştik. ( http://www.macanilari.com...lonya-195519589509--.html)
İkinci maç için hemen hareket ederek prag’a gelmiştik. kendi sahamızda polonya ile berabere kalmıştık ama prag'da, kuvvetli devrini yaşayan çek'lere karşı ne yapacağımız belli değildi.
düşündüm taşındım ve aklıma geleni tatbik mevkiine koydum. eski devirlerin dünyaca isim yapmış çek futbolcularından hayatta olanların adreslerini tesbit edecek ve röportaj yapmak gayesi ile bir türk gazetecisi olarak evlerine gidecek, lâf arasında çek futbolu hakkında bilgi toplıyacaktım. talihim yaver gitmiş olacak ki, hemen meşhur çapek'i buldum. oldukça yaşlanmış olan kurt futbolcu (benim türk milli takımı antrenörü olduğumu bilmediği için, bir türk gazetecisinin kendini ziyareti dolayisiyle pek memnun olmuştu. geçmiş günlerin tatlı hâtıraları arasında, çek takımının sistemi ile beraber takımı işleten oyuncusunu da söyleyivermiş, ben de plânımda muvaffak olmuştum.
maçtan önce futbolcularla yaptığım uzun konuşma sırasında durumu iyice izah ederek, ayrıca kadri'yi de vazifelendirmiştim. oyunun ilk on dakikasında bizim takıma hiç bakmıyacak, yalnız onları seyrederek takımlarını işleten oyuncunun kim olduğunu tesbit ederek kadri’ye işareti verecek ve kadri de o oyuncuya top oynama imkânı vermiyecekti.
daha beşinci dakikada bu oyuncuyu bulmuştum. her maç değişik numara giyen bu fulbolcu bizim maçta 9 no. lu formayı giymiş ve diğer forvet arkadaşlarına nisbetle geride ve boş sahada kalarak oyunu tanzime başlamıştı ki, kadri işaretimi aldı ve vazifesini başarı ile yapmaya başladı. çek'ler oynıyamaz olmuş ve ergun de golümüzü atmıştı fakat ne var ki ayaza dayanamıyan ve don tutmuş buzlu sahada eli ayağı donarak işlemez hale gelen takımımız rakiplerimizin attıkları gole mâni olamadı ve çek maçı da başarı ilw (1-1 berabere) son buldu.
netice olarak sunu belirtmek isterim ki, son 6-0 mağlûp olduğumuz çek maçında da (en iyi oyuncu 10 no. olmakla beraber) gene takımı işleten oyuncu 9 no. idi.
maçtan önce hatırlatma kabilinden geçmiş bir maçın hikayesini naklettim. zehire karşı panzehir kullanmakla, farklı yenildiğimiz bir takıma kendi sahasında da muvaffak olacağımızı unutmamak lâzımdır kanaatindeyim.