mafyanın, sahanın ortasına yerleştirdiği davut dişli aracılığıyla, başbakan recep tayyip erdoğan, spordan sorumlu devlet bakanı mehmet ali şahin ve diğer akp’liler, ulusoy yönetimi ile uyumlu çalışıyordu. ama yine de istedikleri her şeyi yaptıramıyor, her kararı aldıramıyorlardı. diğer sektörlerde hızla örgütlenen akp, aynı başarıyı futbolda gösteremiyordu. futbol federasyonu’nu yalnızca davut dişli aracılığıyla kontrol edemiyor, gerekli baskıyı uygulayamıyorlardı.
ulusoy, akp’nin isteklerine evet diyordu. ama hiçbir zaman tam olarak siyasi iktidarla uyum içinde çalışma yoluna gitmiyordu. kendisini yönetime taşıyan grupların isteklerini daha çok dikkate alan ulusoy’un bir nevi dokunulmazlığı vardı. bu dokunulmazlığı nereden aldığını anlamak için geçmişteki seçimlerde kendisine destek veren güçlere bakmak yeterli: ilk seçimde susurluk çetesi ve eski emniyet müdürü, eski bakan mehmet ağar ve ikinci seçimde ise daha önceki seçimde karşısındaki adayı destekleyen alaattin çakıcı ile sedat peker.
ulusoy’un tam olarak iktidara yakınlaşmaması akp’de ciddi bir rahatsızlık yaratıyordu. bu rahatsızlıkların sık sık yaşanmaya başlandığı dönemde futbol federasyonu seçimleri geldi.
federasyon, seçimlerin 22 haziran 2004’te yapılmasını kararlaştırdı. mevcut aday haluk ulusoy yeniden aday olduğunu açıkladı. adaylığını açıklayan mehmet ali yılmaz, sonra vazgeçti. haluk ulusoy kongreye tek aday olarak girmeye hazırlanıyordu. akp ise ulusoy’la pazarlık yapacak zemini bulamıyordu. istekleri seçimin bir süre ertelenmesiydi.
tam bu sırada gençlerbirliği yöneticisi ve futbol federasyonu delegesi abdülkadir aksoy, delegelere gönderilen davetiyelerde usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle dava açtı. bunun üzerine danıştay, seçimin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasını kararlaştırdı. karara gerekçe olarak, futbol federasyonu genel kurulunun nasıl yapılacağının ayrıntılı olarak düzenlenmesine rağmen, yasanın beşinci maddesinde yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi gösterildi. mahkeme, seçimin 22-23 temmuz’da yapılmasını karara bağladı.
akp’nin isteği yerine gelmiş oldu. ancak, seçimi kazanacak olan ulusoy karara çok tepkiliydi: “futbolu tam yedi yıl önce mahkeme kapılarından aldım. bu kararı aldıranları, futbolun önüne geçenleri, futbolu engelleyenleri bulsunlar; ağızlarını burunlarını kırsınlar. bunlar futbolun vatan hainleridir; futbola ihanet etmişlerdir.”
akp için fırsat doğdu. bu nedenle seçimleri fırsat bilen akp, federasyonu tamamen ele geçirme karan aldı.
ancak bir engel vardı: haluk ulusoy’un federasyon örgütlenmesi.
ulusoy delegeler arasında çok iyi örgütlenmişti. ulusoy, başkan olduğu 1997 yılından bu yana sürdürdüğü görevde yedi buçuk yılda “aday olduğu sürece kazanma sitemini’' kurmuştu. ne olursa olsun kendisini seçecek bir delege yapısı oluşturdu. bu yapı başkanlığını garantiliyordu. yasalarda özerk olan federasyona müdahale edilmesi mümkün değildi.
delegelerin kendisi dışında birilerine oy vermesinin mümkün olmadığını bilen ulusoy da çok rahattı.
bu nedenle akp, haluk ulusoy ile anlaşma yoluna gitti.
akp’nin futbol federasyonu’nu ele geçirme operasyonunun başında bizzat başbakan recep tayyip erdoğan vardı. eski profesyonel futbolcu olması nedeniyle futbolla çok ilgili olan erdoğan’ın operasyon ekibinde spordan sorumlu devlet bakanı mehmet ali şahin ve ankara büyükşehir belediye başkanı melih gökçek vardı.
erdoğan seçim tarihinden aylar önce futbol federasyonuyla ilgili şahin ve gökçek’le sık sık toplantı yapmaya başlamıştı.
seçime 22 gün kala -22 temmuz’da- akp, ulusoy’a kendisinin yeniden başkan seçilmesini istediklerini ancak, yönetime girecek on dört üyeden dördünün kendilerinden olacağı haberini gönderdi.
çevresindeki grubuyla hemen toplantı yapan ulusoy, bu teklifi kabul etti.
delegeler kendisine bağlı olduğu halde, hükümetin kendisine karşı yeni bir aday çıkarmasından endişeleniyordu. hükümetten böyle bir haberin gelmesine ve kendisinden sadece dört kontenjan istenmesine sevinmişti.
Peki akp, niçin bu isimlerin yönetimde olmasını istiyordu? akp için neden bu isimler önemliydi?
başbakanın yakın dostları
bu kişilerden en önemlisi haşan doğan’dı. önemi başbakan recep tayyip erdoğan’ın yakın dostu olmasından kaynaklanıyor. haşan doğan, başbakan erdoğan’ı diğer bir yakın dostu remzi gür aracılığıyla tanıdı. haşan doğan ve remzi gür, giyim markası ramsey’in ortaklarındandır. haşan doğan ve remzi gür’ün işleri akp’nin iktidara gelmesinden sonra patladı. aranan giyim markası oldu. başbakan erdoğan ve tüm bakanlar, hatta milletvekilleri basın karşısına ramsey markalı giysilerle çıkıyor.
ayrıca erdoğan her yaz tatilini remzi gür’ün yazlığında geçiriyor. erdoğan’ın amerika’da eğitim gören çocuklarının tüm masrafları da remzi gür ve haşan doğan tarafından karşılanıyor.
haşan doğan’m futboldaki ilk işi, içişleri bakanı abdül-kadir aksu’nun oğlu murat aksu’nun aracılığıyla önce kongre üyesi seçildiği, ardından yönetimine girdiği beşiktaş’ta oldu. ancak, beşiktaş’ta etkinliği bulunmuyordu. daha aktif olabileceği bir görev istiyordu.
tam bu dönemde başbakan erdoğan, haşan doğan’ın bahçelievler ömür sitesi’ndeki evine misafir oldu. bu isteğini başbakan’a da açtı. başbakan erdoğan da “madem ki futbolla bu kadar ilgilisin o zaman futbol federasyonu yönetimine alalım seni” dedi.
başbakan erdoğan’ın bu sözünden sonra türk futbolunu daha sonra kaosa sürükleyecek haşan doğan dönemi başlamış oldu.
yalnız haşan doğan futbolla ilgili bir isim değildi. adı futbol federasyonu yönetimi için geçmeye başladığında futbol kamuoyunun “bu kim dediği” haşan doğan’ın kendisi de “futbolu bilmiyorum” diye itirafta bulundu.
(...)
ulusoy’a tehdit
akp’nin talebine evet diyen haluk ulusoy hemen hazırlıklarını yapmaya başladı.
ancak, birkaç gün sonra başbakan erdoğan, yeniden ulusoy’a haber gönderdi: haşan doğan başkan vekili olacak.
ulusoy, kurmaylarıyla yeniden toplandı. bu talebi de kabul etti.
ancak, akp’nin talepleri bitmiyordu. siyasi iktidar bu kez yönetimde kendilerine ayrılan dört kişilik kontenjanın yediye çıkartılmasını istedi. daha önce ulusoy’a iletilen davut dişli, haşan doğan, cihan kamer ve levent kızıl’a ek olarak mahmut özgener, serdar güzelaydın ve osman çağalıkoç isimleri gönderildi.
baskılara dayanamayan haluk ulusoy, sonunda başbakan erdoğan ve akp’ye hayır dedi. ulusoy, davut dişli aracılığıyla başbakan erdoğan’a gönderdiği cevapta, federasyon yönetiminin kendisi dahil on beş kişiden oluştuğuna dikkat çekerek, kendi ekibinin de bulunduğunu, listesine ancak dört ismi alabileceğini bildirdi.
bu cevapla ulusoy ile akp arasındaki ipler koptu.
ulusoy, aracılar vasıtasıyla yeniden iletişim kurarak, istenilen yedi kontenjanın düşürülmesini istedi. ancak, akp, yedi kişide ısrar etti.
bunun üzerine ulusoy; erdoğan, mehmet ali şahin ve melih gökçek’e seçime kendi listesiyle gireceğini bildirdi.
akp’yle yolları tamamen ayrılan ulusoy kendi listesini hazırlamaya başladı. akp’ye rağmen yine kazanacağını düşünüyordu. çünkü, delege sistemini kendisini yeniden seçecek biçimde oluşturmuştu. bunu yalnızca ulusoy değil, futbolla ilgilenen sıradan izleyici bile biliyordu.
ama akp, bu gerçeği kabullenecek gibi değildi.
ulusoy’un restine karşılık başbakan erdoğan, 10 temmuz 2004 gecesi mehmet ali şahin ve melih gökçek’le toplantı yaptı.
son durumun masaya yatırıldığı toplantıda, hiçbir şekilde ulusoy’a destek verilmemesini kararlaştırdı. ayrıca, ulusoy’a karşı tüm kamuoyunun destekleyeceği ve kendisine verecekleri yedi kişilik listeye hayır demeyecek yeni bir başkan adayı çıkartılması kararı alındı. toplantıda özellikle ulusoy’un önünün kesilmesi için iktidara bağlı belediye kulüplerinin aktif çalışması istendi.
toplantıda alınan kararlar davut dişli ve murat aksu aracılığıyla haluk ulusoy’a bildirildi. ulusoy’un örgütlenmedeki gücünü bilen akp’liler, ulusoy’un yeniden seçilmemesi için operasyon başlattı.
başbakan erdoğan, federasyon başkanlığı’na haşan doğan’ın getirilmesini istiyordu. ama kimsenin tanımadığı haşan doğan’a delegelerin oy vermesi mümkün değildi. bunun için gölge başkan aranıyordu. başkan olarak başka bir isim gözükecekti; ancak kararları alacak olan gerçek başkan haşan doğan olacaktı. erdoğan, bunun için haşan doğan’ın mutlaka başkan vekili olmasını istiyordu.
bir süre sonra ulusoy’un karşısına çıkartılacak gölge başkan adayı belirlendi. bu isim levent bıçakçı’ydı. avukat olan ve uefa tahkim kurulu asbaşkanlığı görevini de yürüten bıçakçı hemen türkiye’ye çağrıldı.
levent bıçakçı, haşan doğan’ın başkan vekili olmasına ve 7 kişilik listeye evet dedi. böylece seçimde ulusoy’un karşısına levent bıçakçı çıkartılmış oldu.
levent bıçakçı’yı başbakan erdoğan’a öneren isim ise fenerbahçe başkanı aziz yıldırım’dı. koyu galatasaray taraftarı olan ve kulübün kongre üyesi olan bıçakçı’yı, fenerbahçe’nin başkamnm önermesi hayli ilgi çekici. zaten aziz yıldırım da önceden levent bıçakçı’dan şekip mosturoğlu’nun fenerbahçe temsilcisi olarak yönetim listesine alınmasını istemişti. bıçakçı, bu talebi de kabul etmişti.
bıçakçı’nın aday gösterilmesinde ilginç bir yan daha vardı; ulusoy’la bıçakçı yıllar önce de karşı karşıya gelmişti.
ulusoy, 1997 yılında futbol federasyonu’nun başına geçtikten sonra, sıra uefa kurullarında türkiye’yi temsil edecek isimlerin seçilmesine gelmişti. ulusoy, liste önüne geldiğinde, daha önce de bu kurullarda görev yapan levent bıçakçı ve süheyl önen’in adlarının üstünü çizerek, “altı yıldır orada ne yaptılar” dedi. ancak, devreye ulusoy’un aşbaşkanı hadi türkmen girdi. daha sonra çakıcı’nın tehdidi ve ulusoy’un kendisine destek çıkmaması üzerine istifa etmek zorunda kalan türkmen, ulusoy’un istediği isimleri uefa listesine yazdı. listenin altına da “daha önce kurullarda yer alan arkadaşlar da adaydır” notunu düştü. türkmen, böylece levent bıçakçı’nın uefa’da görev almasını sağladı.
aradan altı yıl geçtikten sonra ulusoy’un karşısına aday olarak çıkan bıçakçı da hemen çalışmalarına başladı. kendisine melih gökçek, murat aksu, levent kızıl ve davut dişli destek oluyordu. murat aksu, delegeleri tek tek arayarak bıçakçı’ya oy verilmesini istiyordu. ayrıca akp’li belediyelere bağlı kulüpleri de arayan aksu, bıçakçı’nın desteklenmesi kararının başbakan erdoğan’ın talimatını olduğunu söylüyordu.
ama tüm bunlar fayda etmiyor, delegeler bıçakçı’ya oy vermeye yanaşmıyordu. ulusoy’a yönelik çalışmaları sertleştiren akp kurmayları, federasyon operasyonunun başarıyla sonuçlanmasının tek çözümünün ulusoy’un seçime girmemesi olduğunu görüyordu.
akp, tüm baskıları bu yönde yoğunlaştırdı. bunun için yapılan yasa değişiklikleri sonucu ulusoy’un üçüncü kez seçilemeyeceği, seçilse bile görevden alınacağı gündeme getirildi.
akp, ulusoy’un önünü kesmek için yargı yoluna da gitti. ortada hiçbir dosya ve iddia yokken başbakanlık teftiş kurulu, futbol federasyonu’nun son üç yıllık mali tablolarıyla ilgili soruşturma kararı aldı.
tam bu sırada da yargıtay, toprakbank davası kapsamında federasyon yönetimi hakkında bankalar kanuna muhalefet suçundan dava açılmasını istedi.
yargı yoluyla çembere alınan ulusoy’a yönelik son tehdit ticari faaliyetleri oldu.
operasyon tamam
bunun üzerine ulusoy ailesi, kuşadası’ndaki otellerinde son kararı vermek için toplandı. yakın çevreleri de zaten ulusoy ailesine “uzanların durumuna düşersiniz” telkinlerinde bulunuyordu. aile toplantısında ulusoy’un aday olmaması gerektiği kararı çıktı.
akp’nin baskılarına daha fazla dayanamayan haluk ulusoy, seçime iki gün kala adaylıktan çekildiğini açıkladı. mücadeleye ara verdiğini söyleyen ulusoy, “ama ilk fırsatta döneceğiz ve kaldığımız yerden devam edeceğiz. genel kurul öncesi gelişen olaylar çerçevesinde futbolun özerkliğine zarar vermemek için aday olmama kararı aldım,” dedi.
ulusoy’un kararını açıklamasıyla birlikte hükümette büyük sevinç yaşandı. başta erdoğan olmak üzere futbola müdahale etmeye çalışan tüm akp’liler, artık seçimi kazanacaklarına kesin gözüyle bakmaya başlamışken, son anda yeni bir başkan adayı ortaya çıktı: mehmet ali yılmaz.
uzun yıllar trabzonspor başkanlığı ve spordan sorumlu devlet bakanlığı yapan yılmaz, ulusoy’a gitmesi muhtemel oyları kendi lehine çevirmeye çalıştı.
haluk ulusoy’un çekilmesiyle rahatlayan başbakan erdoğan, seçimden bir gün önce fransa’ya gitti. yine de yılmaz’ın kazanma ihtimaline karşı gitmeden hemen önce mehmet ali şahin ve melih gökçek’le bir araya gelerek “genel kurul gümbürtüye gitmesin. ağırlığınızı hissettirin,” dedi.
erdoğan fransa’ya giderken delegelerin kaldığı sheraton oteli tıklım tıklımdı. iki yüz delegenin oy kullanacağı seçim için otelde altı yüz kişi kalıyordu. bunların yaklaşık yüzü siyasetçiydi.
ve sonunda seçim günü geldi. ilk gün federasyonun 2004-2005 bütçesi kabul edildi. önceki yıla göre yüzde 35 artan bütçe 83 milyon 843 bin ytl olarak kabul edildi. bu rakam federasyon üzerindeki kavgaların -siyasi rantın yanı sıra- neden bu kadar derin ve yoğun yaşandığını ortaya koyuyor. seçimi alan taraf bu paraya da hükmedecekti.
ikinci gün ise seçim yapıldı. yüz doksan iki delegenin oy kullandığı seçimde akp’nin adayı levent bıçakçı yüz dokuz oy alarak futbol federasyonu’nun başkanı oldu. başbakan erdoğan’ın yakın dostu haşan doğan da yönetici oldu. ayrıca listede akp’nin istediği mahmut özgener, serdar güzelaydın, davut dişli ve osman çağlıkoç listede yer aldı. erdoğan’ın ısrarla yönetime alınmasını istediği cihan kamer ve levent kızıl ise yine başbakanın onayı alınarak son anda listeden çıkartıldı. bu iki ismin yerine yönetime yine akp’ye yakın erdal atalay ve konyaspor yöneticisi mehmet baykan girdi.
seçimde yaşanan en ilginç olay ise fenerbahçe başkanı aziz yıldırım’ın elindeki listede yer alan delegelerle tek tek görüşüp levent bıçakçı için oy istemesi oldu. yıldırım, galatasaray kongre üyesi bıçakçı’nın kazanması için çalışırken, futbol basınının önemli ismi hmcal uluç, ulusoy’a karşı bıçakçı’nın başkan adayı olarak çıkartılması ve seçilmesi planının arkasında, yıldırım’ın yanı sıra gençierbirliği başkanı ilhan cavcav ve gaziantepspor başkanı celal doğan’ın bulunduğu açıkladı: “piyasaya cavcav ve doğan çıktı. yanlarına da aziz yıldırım’ı aldılar ve ulusoy’a ya da kongrede onu temsil edecek yeni bir adaya karşı kurulacak grubu oluşturmaya başladılar.”
aylarca tartışmaları süren kongrede başkan seçilen levent bıçakçı, akp’nin kendisini desteklediğini ve kendisine yönetim listesi verildiğini doğruladı. hükümetin kendisine “gel bu işi kurtar. bu gidişatı ancak sen durdurursun” demesi üzerine teklifi kabul ettiğini söyleyen bıçakçı, tekliften sonra yönetim listesi önerildiğini, kendisinin de önerilen isimlerle görüştüğünü ve kabul ettiğini anlattı. “hükümetin, bizi desteklemesi çalışmalarımızı ve icraatlarımızı gerçekleştirebileceğimiz huzurlu ve rahat bir ortam sağlar. siyaset mafyayı temizledi. bundan sonra mafya futbola elini süremez” diyen bıçakçı, akp’nin futbolu mafyanın elinden kurtarmasına da seviniyordu.