turnua gelişmekte devam ediyordu. bu gelişme hem katılanların sayısı bakımından hem spor dünyasında duyulan ilgi bakımından, hem de turnuaya katılanların bu işe verdikleri önem bakımından yıldırım hızı ile oluyordu.
1958-59 sezonundaki 4 üncü turnuaya 25 memleketten 26 takım katılmıştı. bu sezonda yapılan 55 maçta yaklaşık olarak 2 milyon seyirci stadlara ücret ödeyerek girdi. gerek seyirciler ve meraklılar, gerekse takımlarda yer alan futbolcular için turnuadaki her maç artık bir şeref, hattâ milli gurur sebebi olmağa başlamış, turnua kulüpler arası bir organizasyon olduğu halde milletlerarası bir problem olmuştu.
türkiye şampiyonu beşiktaş’ın bernabeu stadında real madrid'e karşı «dayanışı», ancak hâdiseli bir maçtan sonra 2 farkla yenilişi, istanbuldaki ikinci maçta - heyhat ki, futbol sahasından çok pirinç tarlasına benzeyen mithatpaşa bataklığında - krallar ile 1-1 beraber kalışı türkiye ve türkler için bir büyük olaydı. ( http://www.macanilari.com...iktas-195819595001--.html) ama yalnız biz değil başka memleketler de işi bu açıdan almağa başlamışlardı. real madrid'in beşiktaş'tan sonra çeyrek finalde karşısına çıkan avusturya şampiyonu wiener sk ile viyana'da yaptığı maç da avusturyalılar için bir milli problem olmuştu. ikinci maçta real madrid’in attığı 7 gol, ilk maçtaki beraberlikle umuda kapılan viyanalılara soğuk bir duştu. turnuaya ıspanya ikincisi olarak katılan atletico madrid'le batı almanya şampiyonu shalke 04 arasındaki maçlar, doğu almanyanın wismut karlmarxstaad'ı ile isviçrenin young boys’u arasıdaki muharebemsi karşılaşmalar.. ve daha nice örnekler turnuanın dördüncü yılını «karakterize» ediyordu: sertlik, seyircinin fanatizmi, maçlara halkların verdiği önemin milli maçlardan fazla oluşu..
dördüncü yılın üç büyük olayı vardı: birincisi, çeyrek finalde real madrid'den 7 gol yiyerek elenecek olan wiener sk'nın, eleme maçlarında italya şampiyonu juventus'a 7 gol atmış olmasıydı. bu olay italyayı çalkalamış durmuştu. lig ikincisi fiorentina'dan yedi puan farkla italya şampiyonu olmuş juventus için bir çok italyan «şerefli futbol tarihimizin karalekesi» dediler, ilk maçı torino’da 3-1 alan juventus, viyana’da kaybolmuştu: «boniperti - john charles - sivoriu üç ortasını tanıyanlar için -onları tanımayan futbol meraklısı zaten yoktu - sahada uyuyan adamlar seyretmek inanılacak şey değildi. ( http://www.macanilari.com...entus-195819595036--.html)
Yılın ikinci büyük olayı bir önceki yılın şampiyonu real madrid'le - real aynı zamanda ispanya şampiyonluğunu aldığı için - ispanyayı temsil eden lig ikincisi atletico madrid arasındaki büyük mücadele idi. dömi finalde karşı karşıya gelmişlerdi, ilk maçı bernabeu’da çılgına dönmüş 130 bin kişi önünde 2-1 kazanan real madrid, ikinci maçı metropolitano stadında brezilyalı santrfor vava’nın attığı golle 1-0 kaybetmişti. saragossa'daki üçüncü maç ise real'e dördüncü defa final oynamak hakkını veriyor ve real üstünlüğünü bir kere daha kabul ettiriyordu. ( http://www.macanilari.com...adrid-195819595016--.html)
Ve, 3 haziran 1959'da stuttgart’da neckarstadion’da real madrid, turnuanın kuruluşundan bu yana dördüncü defa finale çıkıyordu. karşısındaki rakip bundan tam üç yıl önce 13 haziran 1956 da paris’de parc de prince stadında karşısına çıkan rakipti: reims... ( http://www.macanilari.com...Reims-195519565013--.html) bu da, yılın üçüncü ilgi çekici olayı idi.
daha ikinci dakikada sağ iç mateos’un ayağından ilk golü kazanan real madrid, rakibinden galibiyeti alırken üç yıl önceki kadar terlemedi. belki ie finallerin en temiz ve rahat kazanılanı oldu bu... skor farkı da büyümemişti. ikinci devrenin ikinci dakikasında da di stefano’nun attığı golle maç 2-0 bitiyordu.
isveçte oynanan dünya kupası maçlarından bu yana bir yıl geçmemişti ve o dünya kupasının başarılı fransa
millî takımına jonquet, penverne, fontaine, vincent, piantoni, colonna gibi elemanlar vermiş olan reims bu finalde hafif kalıyordu.
bu finalin yıldızı di stefano ile birlikte kopa idi. o ilk finalde reims takımında real'e karşı oynamış olan kopa, bugün dördüncü defa final oynuyordu ve eski takımına karşı idi. 30 uncu dakikada eski takım arkadaşı vincent’in bir tekmesi ile dizinden sakatlanarak sahayı terketmişti.