yenikent asaş stadyumu'nun ankara 19 mayıs stadyumu'na uzaklığı: 33,4 km.
1 sezon aradan sonra yeniden yenikent asaş deplasmanı yoluna düştük. 50 km uzaklıktaki stadyum (bir başka ankara takımı için) tam anlamı ile deplasmandı. biletler 0,50 tl idi. fiyatı düşününce hatıra olsun diye 1 tane de fazla aldım. o sırada aklıma "keşke hep biletler ucuz olsa da gittiğimiz her deplasmanda 1 bilet fazla alıp saklasak" diye geçirdim. turnikelere doğru giderken yerde bir de kullanılmamış bilet buldum. tam cebime koyacakken bir arkadaşım "bilet aldınız mı" diye sordu ve çıkartıp fazladan aldığım bileti ona verdim. sonra yerden bilet bulduğumu anlatırken çekirdek satan amca "bana versene bileti ben girerim içeri" dedi. pek inandırıcı gelmedi ama yine de çıkarttım verdim bileti...
maç öncesi "zor maç olur ama son haftalardaki gibi oynarsak kazanırız" diye düşünüyordum. fenerbahçe maçı kadrosunu bozmamıştık. güzel de oynadık ama bir türlü gol atamadık. ankaraspor acayip derecede sert oynadı. hakem kart vermeyince iyice çoğaldı fauller. aklıma 2 sezon önce aykut kocaman'ın bir gençler-ankaraspor maçı sonrası "gençlerbirliği rugby takımı gibi. böyle maç yapılmaz! hakemler buna nasıl müsaade ediyorlar anlamıyorum!" diye açıklama yaptığı günler geldi...
70’den sonra samet aybaba yaptığı değişikliklerle ileri uç elemanlarını iyice etkisiz hale getirdi. bu arada ankaraspor biraz hareketlendi ama maç golsüz sona erdi...
gençlerbirliği tribünü maçın büyük bir bölümünde melih gökçek’i protesto etti. işin ilginç yanı şeref tribününde bulunan melih gökçek'in oğlu ahmet gökçek telefonla bir yerleri aradı ardından ankaraspor kulüp müdürü ve saha komiseri tribüne gelip protestonun kesilmesini istedi...
maçın bitiş düdüğü sonrası gençlerbirliği tribünün takımı çağırmasına rağmen sadece jedinak ile troisi gelerek bizi alkışladılar... bu davranışı ilk kez -neredeyse her maç sonrası- tribünlere gelip seyircileri alkışlayan risp'ten görmüştüm ve çok hoşuma gitmişti. troisi ve jedinak'ın bu geleneği sürdürmesi son derece güzel. sonuçta sadece kazanınca değil her zaman tribünlerin önüne gelip "destekledikleri için" tribünleri alkışlamak çok onurluca bir davranış...