ilk basımı 2002 olan "dünya kupası" kitabında levent özçelik'in "dünya kupası anıları" başlıklı yazısından;
ve dev final fransa ile brezilya arasında oynandı. ama ortaya konan futbol ve alınan skor bana göre kelimenin tam anlamıyla cüceydi... fransa kendi evinde organize ettiği bu dünya kupası'nda kuşkusuz kupayı herkesten çok daha fazla istemişti. aslında bulunduğu gruplardan yukarı kadar çıkışı da daha önceden organize edildiği aşikâr olan dikensiz güllerle dolu bir yoldu. her şeye rağmen insanlar brezilya'dan brezilya gibi oynamasını bekliyorlardı. ama yine bir final maçı insanları hayal kırıklığına uğratmış ve fransa hiç zorlanmadığı bir 90 dakikanın ardından rakibini 3-0 yenerek tarihinde ilk kez kupaya uzanmıştı. bu kolay finalin ardından çok şey yazıldı, çok şey söylendi. hatta kimileri maçın skoru ile dibe vurmuş brezilya ekonomisi arasında bağlantı bile kurdu.
bu final futbolseverlerin belleklerinde rüya gibi bir final olarak kalmadı ama bir kişinin rüyası hemen hemen gerçeğe dönüşmüştü. bu kişi fransızların istikrarlı futbolcusu emanuel petit'ydi. petit, dünya kupası'nın başlamasından 10 gün önce gördüğü bir rüyayı bakın equipe gazetesine verdiği röportajda nasıl anlatıyor: "rüyamda gördüm, kupada finali fransa ile brezilya oynuyor ve maçı 2-0 biz kazanıyoruz." gazeteci soruyor, peki golleri kim atıyor? petit bu soruyu, rüyamda stade de france'ı çok yukardan görüyordum, o nedenle futbolcuları seçemedim, şeklinde yanıtlıyor, işte bu rüyanın ardından dünya kupası maçları başlıyor ve finalde fransa ile brezilya karşı karşıya geliyor. ve ne ilginçtir ki fransa, brezilya'yı tam 2-0 mağlup edecekken, yani petit'nin rüyası harfiyen gerçekleşecekken, kehaneti bir futbolcu tam 90. dakikada bozuyor! fransa, brezilya'yı son dakikada petit'nin attığı golle 3-0 mağlup ediyor...