gürel yurttaş’ın haziran 1995 basımlı "kartal’ın pençesi" adlı kitabından;
"stankoviç kalacak mı, gidecek mi?"
1984-85 sezonundan sonra bu soru gündeme gelmişti beşiktaş’ta. yöneticilerin bir bölümü "stankoviç bize ihanet etti, sattı. tutmamız hata olur" görüsündeydi. bir bölümü ise "isteyerek şampiyonluğu kaybeder mi hiç? bence tutalım. disiplinli bir adam. tam bize göre" diye düşünüyordu. başkan seba da aynı görüşteydi. stankoviç’i çağırdı: - biz sana güveniyoruz. senden bu sezon şampiyonluk bekliyoruz.
evet. stankoviç göreve devam ediyordu. ilerleyen haftalar verilen kararın doğruluğunu ortaya çıkardı. stankoviç’in teknik direktörlüğündeki kartal, zirveden inmiyordu. galatasaray’la amansız bir yarış yapıyordu. derwall galatasaray’ın başına büyük umutlarla gelmişti. sezon tüm hızıyla sürerken gazetelere verdiği demeç bomba gibi patladı: "söylentiler var. beşiktaş, bizimle oynayacak olan rakiplere teşvik primi veriyormuş. eskişehirspor’a 250’şer bin lira göndermişler." beşiktaş’lı yöneticiler sertleştiler. metin keçeli’nin yanıtı milliyet gazetesi’nin manşetindeydi: "derwall şike konusunda ünlüdür. derwall’in başında bulunduğu federal almanya’nın ispanya’daki dünya kupasında avusturya ile oynadığı şike maçını kimse unutmadı."
zekeriya alp de galatasaraylı yöneticileri suçladı: "beşiktaş-sarıyer maçından sonra sarıyerli futbolcular bize galatasaray’ın kendilerine 300’er bin lira teşvik primi vaadettiğini söylediler. ayrıca bazı hakemlere fifa’ya girmeleri garanti ediliyormuş. bazılarına ise iş ortaklığı teklifi getiriliyormuş. derwall’i lanetliyoruz." iki takımın da puanları aynıydı. yarış iyice kızışmıştı. iş geçen sezon olduğu gibi yine averaja kalabilirdi ve beşiktaş bu nedenle kaybettiği şampiyonluğun acısından henüz kurtulamamıştı.
final 5 mayıs 1986’daydı.
galatasaray-beşiktaş maçı şampiyonu büyük ölçüde ortaya çıkaracaktı. geçen sezonun aksine bu kez beraberlik beşiktaş’a yarıyordu, çünkü averaj acısından avantajlı durumdaydı. o gün inönü stadı tarihi günlerinden birini daha yaşıyordu. tribünler tıklım tıklım doluydu. sinirler gergindi. heyecan doruktaydı. 33. dakikaydı. ceza alanı dışında topla buluşan yusuf sert vurdu, kaleci zafer köşeye giden topu kalede görebildi. 1-0. beşiktaş tribünleri şok olmuştu. galatasaraylılar ise adeta bayram yapıyorlardı. ikinci yarıyla birlikte beşiktaş atakları sıklaştı. geçen sezon fenerbahçe maçında yaptığı yanlış oyuncu değişikliği ile şampiyonluğun kaybedilmesine yol açan stankoviç, bu kez yaptığı değişiklikle ise maçın kaderini belirledi. fikret’in yerine ziya, feyyaz’ın yerine de sinan sahadaydı. 75. dakikaydı. sinan soldan süratle ilerledi, ortasını yaptı, mükemmel yükselen ziya kalabalık defans oyuncularının arasından kafayı yapıştırdı. yere çarpan top simoviç’in şaşkın bakışları arasında ağlarla buluştu. 1-1. bu kez sevinen beşiktaş’lılar, üzülen galatasaraylılardı. çünkü bu sonuç beşiktaş’a yarıyordu. siyah-beyazlı takımın averajı rakibinden çok iyiydi. ama son hafta kartal’ı bekleyen zorlu bir trabzonspor maçı vardı.