dakika 13: real madrid'in ceza alanı dışında kazandığı serbest atışı figo kullandı. portekizli yıldızın vuruşunda top, üstten auta çıktı.
dakika 37: g.saray gole çok yaklaştı. hagi kendisine yapılan faulü kullandı, kaleci son anda topu kornere çeldi.
dakika 40 gol: g.saray gole kavuştu. sarı kırmızılı takımın atağında okan, hakan'ı nefis kaçırdı. bu oyuncuyu ivan campo ceza sahası içinde yere düşürdü, hakem penaltı noktasını gösterdi. jardel topu ve kaleciyi ayrı ayrı yerlere gönderdi: 1-0.
dakika 44: emre'nin ceza sahası dışındaki sert şutunda top defansa çartı, seken meşin yuvarlak jardel'in yüzüne çarparak auta çıktı.
dakika 45: r. madrid atağında savio'nun ortasında raul'un kale önünde vuruşu defansa çarptı, topa taffarel sahip olunca maçın ilk yarısı g.saray'ın 1-0 üstünlüğü ile noktalandı.
dakika 63: real madrid atağında munitis, soldan capone'yi çalımladı, penaltı noktası üzerindeki raul'u gördü. bu futbolcu topu kale yerine auta atınca real, mutlak pozisyondan faydalanamadı.
dakika 77 gol: savio'nun ortasında top suat'ın eline çarptı. tartışılacak bu pozisyonda hakem ikinci defa penaltı noktasını gösterdi. raul topu ağlara gönderdi ve eşitliği sağladı:1-1.
dakika 85: munitis, ümit'ten sıyrıldı figo'yu gördü. bu oyuncunun şutu önce taffarel'in ellerine daha sonra direğe çarptı. suat tehlikeyi kornere gönderdi.
dakika 90: ümit'in yaklaşık 25 metreden attığı sert şut kale direğini yalayarak auta çıktı.
dakika 92: hasan iki r. madrid savunma oyuncusunu geride bıraktı ceza sahasına çıkardı. ancak casillas, jardel'den önce topa sahip oldu ve gollük pozisyonu büyümeden önledi.
dakika 103: avrupa'nın en büyüğü g.saray... fatih kaptığı topla ilerledi cesa sahasına sert bir orta yaptı jardel kale önünde altın gol olarak ağlara görderdi ve maçın da skorunu tayin etti: 2-1.
"cimbom öldürüyor" süper kupa'nın sahibi g.saray'a dünya basını bu yakıştırmayı yaptı
o avrupa'nın değil, tüm dünyanın tanıdığı bir takım oldu.. çünkü o uefa kupası'ndan sonra futbolun önde gelen takımı real madrid'i süper kupa finali'nde devirerek tarihe geçti. bu büyük takım ve türkiye'nin gururu g.saray'a, dünya basını methiyeler yazdı, iki gol atan jardel'i göklere çıkardı.
ispanya: real haksız penaltıya karşı maçı kazanamadı
italya : galatasaray devleri öldürmeyi sürdürüyor
fransa : galatasaray taçlandı... cimbom avrupa’nın kralı
ingiltere : jardel’in altın golü real madrid’i batırdı
italya la gazetta della sport : jardel’in altın golü ‘‘jardel'in golü altın, süper kupa g.saray'ın. milan, arsenal ve son olarak da real madrid ile galatasaray, avrupa'nın büyüklerini öldürmeyi sürdürüyor.’’
corriere della sport : jardel, hakan’ı sildi : ‘‘g.saray yıldızlarda. brezilyalı jardel, hakan şükür'ün g.saray'daki efsaneliğini sildi.’
tutto sport : türklerin altın çağı : ‘‘g.saray'da, jardel'in imzaladığı altın golün zaferi. türk futbolu altın çağını yaşıyor’
raı 2 tv : terim varmış gibi : ‘terim'in eski öğrencileri hala o varmış gibi oynuyor. golcü jardel'le daha da güçlendiler’
avustralya : beşiktaş'ın eski çalıştırıcısı toshack, sbs'te yaptığı yorumda, ‘galatasaray aslan, çevikliğiyle kupayı ispanyollara bırakmadı’ dedi.
ispanya : abc: hakem kurtaramadı : ‘‘real madrid gol atamayınca, kupayı türk takımı aldı. hakem ikinci penaltıyı vererek real madrid'e yardımcı oldu ama bu da yeterli olmadı’.
el mundo: 5 bin türk : ‘‘süper kupa’’nın şampiyonu galatasaray. 5 bin türk taraftarı karşısında yalnızca 400 real madrid taraftarı olması maçı etkiledi.’
el pais: haksız penaltı : ‘real gol atmayı beceremeyince, süper kupa'sız kaldı. hakem real’e ‘‘haksız’’ bir penaltı vererek yardım etti, ancak real yine de kazanamadı.
as: süper fiyasko : ‘‘süper fiyasko. g.saray süper oynadı ve kupayı hak etti. maçın uzatmaya kalmaması gerekirdi. çünkü real'in kazandığı penaltı haksızdı.’’
almanya berliner kurier: g.saray üstündü : ‘‘g.saraylı futbolcular ikili mücadelelerde daha üstündü. büyük umutlar bağlanan portekizli luis figo düş kırıklığı yarattı.’’
berliher zeitung: büyük sevinç : ‘‘g.saray üstün oynadı. brezilyalı jardel'in uzatma dakikalarında attığı gol türkler'e büyük sevinç yaşattı.’’
bild: jardel : ‘‘real madrid, süper kupa'yı beklemediği bir biçimde uefa kupası şampiyonu galatasaray'a kaptırdı. gecenin yıldızı ise uzatma dakikalarında ‘‘altın golü’’ atan brezilyalı jardel oldu.’’
zdf tv: pay jardel’in : ‘‘galatasaray, real madrid karşısında üstün futbol oynadı. özellikle jardel zaferde büyük pay sahibi oldu.’’
ingiltere the ındependet: altın gol : ‘‘g.saray için jardel'den altın gol’’
the sun: altın çocuk : ‘‘altın çocuk (jardel, monte carlo'da g.saray'ın altın çocuğu idi)’’
the guardian: jardel batırdı : ‘‘jardel'in altın golü real'i batırdı.’’
fransa l'equipe: imza jardel’den : ‘‘imza jardel'den. g.saray son 4 ay içinde hem uefa kupası, hem de süper kupa'yı kazanarak, türk futbol tarihinin en büyük zaferine imza attı. penaltı kararı ağırdı.’’
le figaro: cimbom taçlandı : ‘‘g.sarasay taçlandı. jardel'in golleriyle galatasaray, uefa kupası'ndan sonra süper kupa'yı da kazandı.’’
liberation: avrupa’nın kralı : ‘‘galatasaray, avrupa'nın kralı. galatasaray, real madrid karşısında 2-1'lik skorla galip gelmesini bildi’’
fatihin ortası ve jardelin mükemmel golü sonrası cafeden fırlayıp aydın sokaklarında bizi koşturan , ardından devasa konvoyla eğlendiren mükemmel gece de oynanan maç.
hakem real'e rezil bir penaltı vermiş ve maçı uzatmalara taşımış fakat jardel klasik ve belkide en anlamlı tek vuruşu ile glatasaray'ı avrupanın en büyüğü yapmıştır.
ilk basımı 2004 yılında olan halil özer'in "galata sarayı efendileri" kitabından;
monaco'da real madrid'i yendikten sonra istanbul'a kupayla döndü galatasaray. havalimanında yine muhteşem bir karşılama töreni düzenlenmişti. kutlamalar yapıldıktan sonra herkes evine gitti.
başkan faruk süren akşam evinde otururken televizyon izliyordu. ekranda havalimanına gelişleri gösteriliyordu. birden kan beynine çıktı. süper kupa yolcuların yük taşımak için kullandıkları el arabalarından bir tanesinin üst bölümüne herhangi bir yük gibi yatırılmıştı. arabayı ise celal gürcan kullanıyordu.
ilk basımı 2004 yılında olan halil özer'in "galata sarayı efendileri" kitabından;
dört yıllık dönem florya çalışanları için bir hayli mutlu yıllardı. futbolcular paralarını alamadı, ama onlar hep aldı. fatih terim zamanında maaşlar hep ödendi, aksamalar elbette oldu. terim eğer maaşlar gecikirse hep cebinden ödedi. ancak terim'in bu jestleri yönetimi çok kızdırırdı ve ne yapıp edip terim'in parasını mutlaka geri öderdiler. terim tesislerin gıda giderlerini alt yapıdan gelen para ile karşılardı. yönetime bu konuda hiçbir zaman yük olmadı. o gittikten sonra bu düzen bozulmaya yüz tuttu. bu yüzden de bakkal, kasap ve manavlar takılan borçlar nedeniyle alışverişi kestiler. öyle ki futbolculara verilen öğlen yemeklerinin kalitesi giderek düşmeye başladı. önceleri market zinciri sahibi olan yönetici burak elmas gıdaları kendi şirketinden karşılıyordu. ama sonra bıraktı. arkadan ekonomik kriz çıkınca futbolcuların yemekleri iyice bozulmaya başladı. elmas zorunlu olarak yine kendi cebinden, kendi şirketinde florya'ya mal taşıdı ama kriz onların şirketini de vururken çay için kesme şeker değil, toz şeker getirmeye başladı.
orada çalışanların hepsi çoluk çocuk sahibi insanlardı. genelde tümü balkan göçmeniydi. en yüksek maaş ise o zamanlar 300 milyon liraydı. bu para ile herkes ailesini geçindirmeye çalışırdı. paralarını alamayınca hepsi diğer işlere geçip ekstra para kazanmaya çalıştılar. zaman zaman ödeme krizleri yüzünden isyanlarda çıktı. bir keresinde kapıdaki korumalar maaşlarını alamayınca görevlerini bıraktılar. öyle ki kapılarda bulunan kulübelerden masalarını bile dışarıya çıkarıp kamyonlara yüklediler ve tesisleri terk etmeye hazırlandılar. ancak o sırada antrenmanda olan fatih terim duruma müdahale ederek olayı önledi. ama tepkinin basının olduğu bir anda verilmesi terim'i çok sinirlendirmişti. korumaların tümü bir süre sonra işten kovuldu.
dışarıdan herkes futbolcuların çalışanlara maddi yardımda bulunduklarını sanırlar ama bu doğru değildir. tektük futbolcular bu yardımı yaparlardı. bunların en başında ise taffarel gelirdi. brezilyalı kaleci çalışanların gözünde bir tanrı gibiydi. taffarel antrenmanlara geç gelenlerden mark üzerinden ceza keser bu paralan çalışanlara dağıtırdı. ama bir futbolcu taffarel'e "bunların kıçını kaldırma" deyince bu ödemeler durdu, iki ay sonra taffarel yine ödemelere başladı. ayrıca her aldığı primden yine çalışanlara yüzer dolar dağıtan taffarel her sezon sonu ülkesine giderken, birde şampiyon olmuşlarsa çalışanlara adam başı 200'er dolar verirdi.
ancak taffarel'in gidişi öyle pek mutlu sonla bitmedi. lucescu'nun ikinci yılında, yani şampiyon oldukları yıl yönetim taffarel'in gitmesine karar verdi. ancak bunu taffarel'e söylemek çok zordu. sonunda bu işi ali dürüst üstlendi. brezilyalı haberi duyunca şoke oldu. "hayır gitmek iste miyorum," dedi. ancak onun kulübe maliyeti yıllık 2 milyon doları buluyordu. oysa lucescu yıllık 800 bin dolara mondragon'u bulmuştu. ve sonunda taffarel ailesi ağlaya ağlaya istanbul'dan ayrıldı.
hasan şaş ise çalışanlar arasında hiç sevilmezdi. her para toplanışında "bana mı sordular" derdi ve tek kuruş vermezdi. birgün çim işleri ile görevli, lakabı da aynı olan "çimci salih" hakan şükürden 300 milyon borç ister. ama hakan şükür "sen ne kadar maaş alıyorsun da, benden bu parayı istiyorsun" yanıtını verir. çimci salih şaşırır ardından hakan da pişmanlık duyar ve yeniden çimci salih'in yanına gider "tamam ben arkadaşlardan toplayacağım" der. ama çimci bunu kabul etmez "ben sadaka değil, borç istedim" der ve sırtını döner gider.
hagi ve popescu'dan zırnık çıkmaz. sadece havaalanına giderlerken yardım edenlere 5 ya da 10 milyon verirler.
terim'den sonra gelen lucescu ise idare edecek kadar bonkördü. süper kupa maçından sonra lucescu çalışanlara 400'er dolar vermişti. ama bütün sene bu paradan başka çalışanlara prim ödenmezdi. hepsi verilmeyen maaşlarla veya dışarıdan buldukları işlerle hayatlarını idare etmişlerdi.
lucescu döneminde gelen jardel ise etliye sütlüye karışmazdı. ama portekiz'den istanbul'a taşınırken herkesin burnundan getirmişti. taşınma işlerinde sadece kulübün adamlarının yardım etmesini istedi. bunun üzerine tesis çalışanları 15 gün boyunca jardel'e yardım ettiler. ama inanılmaz günler geçirdiler. eşi karen bir başka alemdir. evinde eşyalar taşınırken kısa şortu ve son derece seksi kıyafeti ile evde durur ve mobilyacıların gözü de hep karen'dedir. işlerini bir türlü yapamazlar. bu durum jardel'in dikkatini çeker. hemen anında mobilyacıları kovar. karen yine çalışanların önünde arkada bulunan havuza girer ve havuzdan çıkınca anadan üryan duşa girer. bu yüzden jardel'in taşınması 15 gün sürer. taşınırken bir sürü problem yaşanır. örneğin bir halı sipariş edilir. halıcı halıyı özel olarak yapar. sonra halı eve gelir. ancak halı küçük kalır. jardel hemen halının değiştirilmesini ister. halıyı lucescu'nun sekreteri aylin hanım götürür. o da biraz sinirli bir tiptir. hiç gülmez. selamı bile zorla verir. asabiyeti had safhadadır. her şeyden bunalım geçirir. hiç mutlu olmaz. halıyı da söylene söylene götürür. yanma bir de tesis çalışanı alır. ama halıcı halıyı geri almaz. orada kavga başlar. aylin hanım bağırmaya başlayınca halıcı da üstüne uçar. neredeyse yumruk yumruğa kavga çıkacaktır. aylin hanım yanında bulunan çalışanın telefonunu sinirle alır yere atar parçalar. ardından da oradan ayrılır. ama çalışana yeni bir telefon almaz. işçi lucescu'ya kadar çıkar. benim telefonumun günahı ne" der. lucescu da "bana ne" yanıtını verir. ayrıca lucescu tesis çalışanlarının onbeş günlük jardel emeğine ise sadece altmış milyon lira öder. ama her şey boşa gider. aradan üç-dört ay geçmeden jardel ve karen kavga eder. karen portekiz'e dönmesini ister. menajerleri buna karşı çıkar. "gidersen yanarsın" derler. bunun üzerine karen bavullarını toplayıp evi terk eder. jardel de evde brezilyalı yaşlı bir hizmetçi ile gün sayar.
karen portekiz'de bir yıldız gibi yaşarmış. bir internet sitesinde yazılar yazıp, istediği her şeyi yapma olanağına sahipmiş. porto'nun jet sosyetesine dahilmiş. bir kraliçe gibi davranırmış.
terim zamanında problemler oldukça zorluydu ama mutlaka çözümlenirdi. ancak lucescu döneminin özellikle ilk yılında her şey arap saçma dönmüştü.
galatasaray'a süper kupa'yı kazandıran jardel, bir kez daha tarihe geçti.
2000 yılında uefa süper kupa finalinde real madrid'e attığı gol, brezilyalı oyuncuyu "tarihin en değerli altın gollerini atanlar" klasmanında 4. sıraya soktu.
birinciliği trezeguet'nin fransa formasıyla, euro 2000'de italya'ya attığı altın gol elde etti.
yine euro 2000'de portekiz karşısında fransa milli takımı'nın yıldızı zidane'ın kaydettiği altın gol ikinci olurken, 2002 dünya kupası'nda italya'yı altın golle yıkan ahn ise üçüncü sırada kendine yer buldu.
ilhan mansız'ın 2002 dünya kupası'nda senegal'e attığı altın gol de listeye girmeyi başardı.
2011 santiago bernabeu kupası maçında madrid başkanına galatasaray futbolcularından kimi tanıyorsunuz diye sorulduğunda eskilerden hiç unutmadığım jardel var ve hiç sevmiyorum kendisini diyor... 2000 süper kupa maçına kadar tüm kupaları toplayan madrid müzesinde 1 tane dahi bulunmayan süper kupayı çok istemiş fakat galatasaray jardelin mükemmel oyunu ile kupayı müzesine götürmüştür....
uefa kupasını alan galatasaraya tesadüf diyenler dünyanın en iyisi olan r.madrid'in elinden süper kupayı almasıda mı tesadüftür...
tarih bi en iyileri yazar bide en kötüleri.. en iyi olan galatasay en kötü olan kim bilemem :)
new signing mário jardel proved an instant hit with galatasaray aş by scoring the golden goal that won the uefa super cup at real madrid cf's expense.
the turkish side were the first uefa cup winners to take part in the competition following the demise of the uefa cup winners' cup, and they took full advantage with a 2-1 victory against the european champions at stade louis ii.
galatasaray had become the first turkish team to lift a european trophy with their defeat of arsenal fc the previous may, and two strikes from jardel, a summer signing from fc porto, added another to their collection. jardel was not the only new face in the galatasaray ranks. fatih terim had moved to acf fiorentina after masterminding their uefa cup success, and it was left to mircea lucescu to emulate that feat in monaco.
lucescu joined fellow romanians gheorghe popescu and gheorghe hagi, who brought experience to a side largely unchanged from the copenhagen final three months earlier. jardel was the notable addition and he swept galatasaray in front from the penalty spot five minutes before the break after iván campo had impeded hakan ünsal in the penalty area.
madrid had been at their stunning best in the uefa champions league final in paris. goals from fernando morientes, steve mcmanaman and raúl gonzález had easily brushed aside valencia cf's challenge at the stade de france, but fielding just five of that side in monaco, they struggled to hit their stride.
jardel's first-half strike looked likely to decide the game until 12 minutes from time when bülent korkmaz was adjudged to have handled sávio's cross as it sped into the box. up stepped raúl to send the match into extra-time.
galatasaray, however, were not to be denied their victory. with 103 minutes played fatih akyel crossed low into the area where jardel was on hand to turn the ball past iker casillas. galatasaray's glorious summer was complete.
g.saraylı futbolcular süper kupa için söz verdiler
avrupa'nın en büyüğünü belirleyecek maçta, yarın monaco'da real madrid'le karşılaşacak olan g.saray'da tek düşünce galibiyet. kaptan bülent, ‘‘real'den rövanşı alacağız’’ derken, hagi, emre ve hakan ünsal, güçlü rakiplerini devireceklerini söylediler...
dev kapışma
uefa kupası'nı kazanarak tarihi bir başarıya imza atan g.saraylı futbolcular, şimdide avrupa'nın en büyüğünün belirleneceği süper kupa'ya gözlerini diktiler. geçtiğimiz sezonun şampiyonlar ligi şampiyonu real madrid'le yarın monaco'da bu dev kupa için kapışacak olan sarı kırmızılı futbolcular iddialı konuştular.
tarih yazacağız
‘‘süper kupa'yı türkiye'ye getirip, tarihe geçeceğiz’’ diyen g.saraylı futbolculardan kaptan bülent, ‘‘bayern münih turnuvası'nda 3-2 yenildiğimiz real madrid'den rövanşı alacağız’’ derken emre, ‘‘süper kupa için mücadele eden ilk türk takımıyız. bu kupayı da kaldırmak en büyük amacımız. kazancağız’’ yorumunu yaptı.
zevkli geçecek
cezası nedeniyle st.gallen'le oynanan iki karşılaşmada da forma giyemeyen hagi, yarınki maçta yine cimbom'un en büyük kozu olacak. rumen futbolcu, ‘‘real'le güzel bir maç oynayacağımıza inanıyorum. kazanmak istiyoruz’’ dedi. hakan ünsal'ın görüşü ise şöyle: ‘‘real madrid güçlü bir takım. biz de iyiyiz. kazanacağız.’’
2000 yılının futbol devi galatasaray, şampiyonlar ligi şampiyonu real madrid'i de 2-1 yenip, uefa kupası'ndan sonra süper kupa'yı da kazandı.
golün adı yine jardel
monaco'daki süper finalde galatasaray bu kez, tam 58 milyon dolarlık figo'yu kadrosunda bulunduran real madrid'i yenmeyi başardı. galatasaray'ın baştan sona üstün oynadığı maçta ilk golü penaltıdan jardel attı.
haksız penaltıya rağmen
maçın 79'uncu dakikasında avusturyalı hakemin haksız penaltı kararı geldi. raul'un bu penaltıyı gole çevirmesinden sonra maç uzadı. galatasaray, jardel'in altın golü ile sonuca ulaşıp maçı 2-1 kazandı.
tam 200 tv yayınladı
galatasaray'ın bu süper başarısını tam 25 ülke televizyonları canlı, 176 tv de banttan yayınladı. hem tüm türkiye'yi, hem de avrupa'daki binlerce gurbetçiyi sokağa döken başarı, cnn-bbc gibi tv'lerde de ilk haber oldu.
kimleri devirmedi ki
galatasaray, avrupa'nın 1 numaralı kupasını alırken, bu kıtada yenmedik, elemedik süper takım bırakmadı. sarı- kırmızılılar önce italyan futbol devi milan ve alman herta berlin'i bozguna uğrattı.
alman, ispanyol, ingiliz
ardından yine italyan bologna ile yine alman dortmund cimbom'a boyun eğdi. sonra ispanyol real mallorca ve ingiliz leeds united geldi. ve finalde yine ingiliz arsenal galatasaray karşısında tutunamadı.
terim maça gelmedi galatasaray'ın eski, fiorentina'nın yeni teknik direktörü fatih terim, dün geceki maça gelmedi.
başarılı hocaya, başkan faruk süren tarafından gönderilen özel davet mektubuna başarılı hoca, işlerinin yoğunluğu sebebiyle maça gelemeyeceği cevabını vermişti. buna rağmen sarı-kırmızılı yöneticiler terim'in gelebileceğini tahmin ediyorlardı. öte yandan karşılaşmayı başta spordan sorumlu devlet bakanı fikret ünlü olmak üzere çok sayıda milletvekili, monaco'ya giderek karşılaşmayı izlediler. tribünlerde, avrupa'nın çeşitli illerinden gelen 10 bin civarında gurbetçi de yerlerini aldı. monaco kralı da, süper kupa finalini, kendisine ait özel bir locadan izledi. bu arada f.bahçeli olarak bilinen ünlü işadamı sakıp sabancı da tribünde yerini aldı.
siyah beyaz televizyon zamanlarından başlayarak böylesi kupa finallerini hep televizyon ekranlarından izlemiştik. o zamanlar bize çok uzak görünürdü bu finaller. sadece seyirlikti bizler için. türk takımları için avrupa kupaları demek katılmanın zorunlu olduğu bir formaliteydi sanki. ilk turda elenmek çok normaldi. kazara bir tur geçmek ise büyük bir zafere bedeldi. ve hepsi de bu kadardı. taki, galatasaray, türkiye’de bir futbol devrimini başlatana kadar. taki, bu gidişi hiç kimse inanmazken tek başına değiştirene kadar.
80’li yıllarda ilk işaretleri verilen bu süreç önce 17 mayıs 2000’de kopenhag’da uefa kupası’nın kazanılmasıyla bir büyük aşama kaydedecekti. ardından da o senenin şampiyonlar ligi sahibi real madrid’i süper kupanın finalinde devirerek zirveye varacaktı. galatasaray normal süresi 1-1 biten maçta uzatmada altın golle real’i devirecek ve süper kupa’nın sahibi olacaktı. artık kupa bize çok yakındı. müzemizdeydi. bizimdi...
galatasaray: claudio taffarel, bülent korkmaz, gheorghe popescu, ümit davala, hakan ünsal, emre belözoğlu, okan buruk (dk. 81 hasan şaş), suat kaya, gheorghe hagi (dk. 72 bülent akın), capone (dk. 84 fatih akyel), jardel
yedekler: kerem inan, ahmet yıldırım, serkan aykut
teknik direktör: mircea lucescu
real madrid: ıker casillas, roberto carlos, geremi, ıvan helguera, luis figo, ıvan campo (dk. 66 flavio conceiçao), guti (dk. 53 pedro munitis), albert celades (dk. 99 michel salgado), claude makelele, raul gonzalez, savio