beşiktaşla altay arasında varılan anlaşmadan sonra beşiktaşlı olan doğan, bugün izmirden ayrılarak istanbula gidecektir. doğan dün, altayın idmanına son defa iştirak etmiştir.
ilk maçı saat 13.15' de adalet ile feriköy yapacak. siyah - beyazlı takım az da olsa rakibinden şanslı
millî lig maçlarına bugün mithatpaşa stadında adalet - feriköy ve beşiktaş - istanbulspor karşılaşmaları ile devam edilecektir.
saat 15 de başlayacak olan beşiktaş - istanbulspor maçı, haftanın en mühim karşılaşması hüviyerinin taşımaktadır. siyah - beyazlı takım izmirden 4 puan alarak dönmüştür. bugüne kadar aldığı neticeler, gençleştirme yolunda atılmış olan adımın, yerinde olduğunu göstermeye kafi bir sebep teşkil etmektedir. bu bakımdan siyah - beyazlı takımın ilk nazarda daha avantajlı durumda olduğu söylenebilir. istanbulspor takımı ise geçen seneyle kıyaslanamayacak kadar düzelmiştir. ancak son vefa mağlûbiyeti sarı - siyahlı futbolcuları moralman sarsabilecek mahiyettedir. müdafaa misbeten kuvvetli hücum hattı ise henüz netice alacak kıvamı bulmamıştır. bu sebeple galibiyet ibresi mücadeleci ve dinamik beşiktaş lehine mütmayil görünmektedir. ancak bu, siyah - beyazlı takımın maçı yüzde yüz kazanacağı mânasına gelmez...
taraflar bugün sahaya muhtemelen şu tertiplerle çıkacaklardır:
beşiktaş: necmi - sabri, münir -tuncay, sabahattin, kaya - arif, nazmi, şenol, birol, k. ahmet
zevkli heyecanlı ve kaliteli geçen maçta siyah-beyazlılar bir de penaltı kaçırdılar
namık sevik
milli lig maçlarının başladığı günden bu yana, doğrusunu söylemek icab ederse bu kadar mücadeleli, kaliteli, zevkli ve heyecanlı bir karşılaşma seyredilmemişti.
beşiktaş ve istanbulspor takımları maçın havasına kendilerini öylesine kaptırmışlar ve neticeye öylesine arzu ile asılmışlardı ki... bir yabancı dün mithatpaşada bir kupa finali oynandığını zannedebilirdi. ilk defa olarak seyirciler güzel bir maç görmüş olmaktan dolayı stadı memnun terkettiler. işin hakikati aranacak olursa gerek beşiktaş ve gerekse istanbulspor takımları neticenin beraberlik oluşuna fazla üzülmediler. zira siyah - beyazlılar bilhassa ikinci ) devrenin ilk 15 dakikasında fırtına gibi bir oyun çkarmış olmalarına rağmen mağlûp olabilirlerdi. keza sarı - sitahlılar da başarılı ve kademeli bir müdafaa kurmalarına rağmen, bırakın kaçan diğer fırsatları, hiç olmazsa nazmi penaltıyı direğe nişanlamasaydı sahadan yenik ayrılabilirlerdi. beşiktaşın maça asılışı yeni transfer edilen geneç elemanlara iyi bir ruh verilmiş olmasının tabii bir neticesi idi. genç futbolcuların zamanla kollektif oyuna daha fazla intibak edecekleri ve daha iyi neticeler alacakları tahmin edilir. yalnız, takımı sürükleyici, götürücü nâzım bir elemanın yokluğu kolayca hissediliyordu. mesela bir recep siyah-beyazlı takımda yer almış olsaydı mağlûbiyetin takımda yaşattığı panik ve bozulma tahmin edilir ki bu derece büyük ve tesirli olmıyacaktı. belkbeşiktaşın bir puan kaybettiği dünkü müsabakada müdafaası sabahattin hariç göz doldurucu, forveti ise müsbet nıt almaktan uzaktı. sabahattin havadan gelen her topu hemen hemen ibrahime teslim etmişti. keza top kesişlerinde müteredditti ve verdiği paslar yerini bulmuyordu. hücum hattunda ise arif, nâzmi ve birol hatta vazife yaptığını düşünerek (**) alan k. ahmet maksada müştereken hizmet edecek şekilde oynamadılar. bir dağınıklık içindeydiler, ve her biri kendi başına hareket ediyordu. ikinci devrenin başı ile 13. dakika arasında bir makine intizamo içinde oynadıkları ve rakiplerini sahada tel tel çözüp dağıttıkları müddeti bu tenkidlerimizin dışında tutmak icap etmektedir.
ist. spora gelince
sarı - siyahlı takım da müdafaaya ehemmiyet veren bir taktikle sahaya çıkmıştı. gerçekten müdafaa bu rolünü müsabakanın sonuna kadar da muvaffak oldu. hatta golün de volan santrhaf olarak oynayan b. ali tarafından atılmış olması elde edilen neticede müdafaanın ne kadar büyük hissesinin olduğunu anlatmaya kâfi gelecektir.
fakat hücum hattı kendisine düşen vazifenin ancak yüzde onunu yapabildi. bu sebeple geriye yardım eden sağ iç erdoğan hariç, forvette yer alan diğer dört futbolcu ancak (*) alabilmişlerdir. eğer istanbulsporlular hızlı başladıkları oyunun hemen başlarında b. alinin çok güzel bir kafa şütü ile elde ettikleri galibiyet golünden sonra üstüste yakaladıkları, erhan, ihsanın heba erriği fırsatlardan bir veya ikisinden faydalanabilmiş olsalardı, muhakkak ki sahadan galip ayrılırlardı. zira ilk devrenin mühim bir kısmında hâkim oynamışlardır.
ikinci devrede ise bu hâkimiyetlerini devam ettiremediler ve tam 65. dakikada üst üste üç gollük şütü çelen sabihin kornerden gelen topu sert bir şarja mâruz kalarak uzaklaştıramaması yüzünden sabahattinin ayağından beraberlik golünü yediler. işte bundan sonra maçın akışı tamamen aleyhlerine döndü. 70. dakikada şenola yapılan kasti bir hareket neticesinde bir de penaltı kazandı beşiktaşlılar... fakat nazmi topu direğe nişanlayacak ve bu büyük fırsatı kaçırdıktan sonra yere oturarak ağlayacaktı. müsabakanın mütebaki kısmında sarı siyahlıları tamamen müdafaaya çekilerek oynadılar. çok muvaffak bir gününde olan b. alinin sakatlanarak oyundan çıkmasından sonra ihsanı da geriye alan istanbulsporlular beraberliği muhafaza edebilmek için ellerinden gelen her şeyi yaptılar ve bunda da muvaffak oldular. hâsılı maç zevkli, kaliteli, heyecanlı idi. fakat hakem için aynı sözleri söylemek imkânsızdı.